Terapi süreci sıkıcı ve sadece acılı olmak zorunda değil der Antonino Ferro, terapinin keyifli ve neredeyse eğlenceli diyebileceğimiz bir yere dönüşmesinin mümkün olduğunu savunur.
Terapi oyun oynamak gibi olabilir mi? Belki kelimenin tam anlamıyla değil ama hayal edersek neden olmasın?
Bir çocuk için mesela, süpürge sadece bir süpürge değildir, üzerine bindiğinde uçabileceği bir sihirli uçan süpürge, mikrofon-muş gibi yapıp şarkı söyleyebildiği bir mikrofon, kılıç-mış gibi yapıp cesur bir savaşçıya dönüşebileceği bir kılıç ve onun için daha nice ihtimali temsil eden bir nesnedir artık süpürge.
Bir şey sadece kendisi değil temsil ettiği diğer her şeydir de.
Hepimizin zihninde her şey birçok farklı şeyi temsil eder. Yaşadığımız bir olay, peşinden gitmek istediğimiz bir hayal, sevdiğimiz insanlar belki tahammül edemediğimiz insanlar. Evet bu olaylar ve kişiler gerçek anlamda önemliler ama bir yandan da o süpürgenin sadece bir süpürge olmadığı gibi o kişi de sadece kendisi değil bizim için, belki aklımızın ucundan geçmeyecek başka birinin temsili de aynı zamanda, belki şu an yaşadığımız bir olay başka anıların bir hatırlatıcısı.
Ya o ya bu değil hem o hem bu. Hem süpürge hem uçan süpürge.
Hem o hem bu. Bu geçiş içinde esneyebilmek deneyimleri göğsümüzde yumuşatmaya faydalı olabilir.
Peki terapi tüm bunların neresinde?
Her şeyden önce terapistiniz hem terapistiniz olabilir hem de zaman içinde sizin gözünüzde temsil ettiği diğer her şeye dönüşebilir. Sadece bir kişi ve bir kereliğine değil, hep ve bir sürü kişiye hem de aynı anda.
Ya o ya bu değil hem o hem bu. Hem süpürge hem uçan süpürge.
Oyun burada başlar. Onu birilerine benzetirsiniz, ilişkiniz başka ilişkilerden parçaları hatırlatır, terapinin ve terapistinizin sizde uyandırdıklarının başka ilişkilerde de içinizde var olduğunu fark edebilirsiniz.
Diğer ilişkilerden farklı olarak terapistiniz ile ilişkinizin alametifarikası tam burada sahneye gelir, çünkü terapistinizle bu oyunu özgürce oynayabilirsiniz.
Gerçeklikte yaşadığınız o olay değişmeyebilir, anlattığınız o kişi hep aynı kalabilir ama sizin gözünüzden terapistiniz ve terapi süreciniz bu kişilerin ve bu olayların birer temsili olabildiği için terapi odasında da terapistinizle o olaylara benzer olaylar yaşanabilir ve terapi sürecine özgü olarak neler yaşandığına beraber bakıp neler olduğunu anlamaya çalışabilirsiniz. Çünkü terapistiniz hem hala terapistinizdir hem de zihninizden karakterler. Ya o ya bu değildir ikisidir de.
Nihai amacı tüm bunlar yaşanırken sizi anlamaya çalışmak, sizi dinlemek ve size korunaklı bir alan sunmak olacaktır.
İşte bu yüzden; -mış gibi oyununu beraber oynayabilmek. O süpürgenin dönüşebileceklerini beraber deneyimlemek ve güvenli bir alanda gözlemlemek terapi sürecinin değerli bir parçasıdır.
Kaynaklar:
Ferro, A. (2023). Afacan bir Psikanalistin Düşünceleri. Yapı Kredi Yayınları.
Winnicott, D. W., & Birkan, T. (2013). Oyun Ve Gerçeklik. Metis Yayınları.
Commentaires